Manevi tazminat, haksız fiilden veya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 114/2 atfıyla sözleşmeye aykırılıktan dolayı manevi zarar gören kişinin, kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Geniş anlamda zarar prensibine göre hareket eden, bir diğer deyişle, maddi zararla birlikte manevi zararı da kabul eden hukuk sistemleri manevi tazminatı da kabul etmiştir[1].
TBK’nin 56. maddesi, maddi şahıs varlığının, bir diğer ifadeyle kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi hâlinde uygulama alanı bulur. Anılan Kanunun 58. maddesinin uygulanması ise maddi olmayan kişilik değerlerinin ihlali hâlinde mümkün olacaktır.
Manevi zarar ve manevi tazminat kavramlarının TBK’de bir tanımı bulunmamaktadır. Bahsi geçen Kanunun 56. maddesinde “Manevi tazminat”, 58. maddesinde ise “Kişilik hakkının zedelenmesi” başlıkları ile iki ayrı hükümde manevi tazminata ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Ancak her iki hükümde de manevi tazminat düzenlenirken, sadece 56. maddenin “Manevi tazminat” başlığını içermesi karışıklığa sebebiyet vermektedir[2]. Ayrıca her iki hüküm arasında düzenlenen ve manevi tazminatla ilgisi olmayan “Haksız rekabet” başlıklı hüküm, Kanunun sistematiğine aykırı bir düzenleme olmuştur.
Osman Can BAŞDEMİR
[1] Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 21. Bası, Ankara 2017, s. 543.
[2] Konuya ilişkin ayrıntılar için bkz. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, s. 574-576.