İhtiyati tedbirde teminatın hukuki dayanağı esas itibarıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 392. maddesinde yer almaktadır. “İhtiyati tedbirde teminat gösterilmesi” başlıklı 392. madde, “(1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.
(2) Asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması üzerine teminat iade edilir” hükmünü amirdir.
Öte yandan, HMK’nin “Teminat” başlıklı beşinci bölümünde, teminata ilişkin genel hükümler düzenlenmiş olup, bahsi geçen bölümde teminatın tutarı ve şekline ilişkin 87. maddede yer alan hüküm, ihtiyati tedbir yönünden de uygulanacaktır. Buna göre, teminatın türü ve tutarını hâkim serbestçe tayin edecek ve kararında belirtecektir[1].
Berna Berfin KAYA
[1] Pekcanıtez, Hakan/Özekes, Muhammet/Akkan, Mine/Taş Korkmaz, Hülya, Medeni Usûl Hukuku Cilt III, 15. Baskı, İstanbul 2017, s. 2494.