İcra ve İflas Dairesi Görevlilerinin Hukuki Sorumluluğunun Şartları ile Tazminat Davası

İcra ve İflas Dairesi Görevlilerinin Hukuki Sorumluluğunun Şartları ile Tazminat Davası

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda düzenlenen tazminat davasının haksız fiilden doğan tazminat davasına benzediği, bu nedenle haksız fiilde aranan şartların bu dava açısından da geçerli olduğu kabul edilmektedir[1]. Buna göre Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için aranan şartlar hukuka aykırılık, fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı şeklindedir[2]. Önemle belirtmek gerekirse, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 46’da hâkimlerin yargılama faaliyetleri sırasında hangi hukuka aykırı fiillerinin sorumluluğa yol açacağı açıkça belirlenmişken, İİK’de bu konuda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.

İİK md. 5 uyarınca İdarenin sorumlu tutulabilmesi için, zarara sebep olan daire görevlisinin görevini yaparken hukuka aykırı hareket etmiş olması gerekmektedir[3]. İİK md. 5’in metninde İdarenin sorumluluğun doğması, icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlu davranmış olmaları şartına bağlanmıştır. Bu anlamda maddede yer alan kurusun ağır veya hafif kusur olabileceği ifade edilmektedir[4]. Kuru, maddede yer alan kusuru “normal niteliklere sahip bir icra müdüründen beklenmeyecek şekilde işlem veya eylem yapılmış olması[5]” şeklinde nitelendirmiştir. Berkin ise kusurlu davranışı, “kanuna veya hadiseye, yani işlerin icabına uymayan yahut akıl ve mantık ile bağdaşmayan veya örf ve âdetin yahut sosyal ve hukuki geleneklerin dışında kalan, yani mutad olmayan bir hareket tarzı olabileceği gibi, memurun kanunen yapılması istenilen bir görevi yerine getirmemesi, yetkilerini kötüye kullanması veya görevinin aksamadan yürütülmesi için gerekli tedbirleri almaması tarzında ihmali bir hareket[6]” olarak ortaya koymuştur.

Örneğin icra ve iflas dairesi görevlisinin, kanunlarda yer alan açık hükümlere aykırı olarak yaptığı işlemler kusurlu davranış olarak kabul edilmektedir[7]. Buna karşılık görevlinin bir kanun hükmünü yorumlarken hataya düşmüş olması, normal niteliklere sahip bir görevliden beklenebilecek dikkati gösterseydi bu hatayı önleyebilecek idiyse, kusurlu bir işlem sayılacaktır[8].

Öte yandan öğretide belirtildiği üzere, zarar gören -haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerde de yer aldığı şekilde-, zararı önlemek veya azaltmak için kendisinden beklenecek davranışları yapmış olmalıdır. Aksi takdirde Devlet aleyhine açılan tazminat davasında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 52 uygulama alanı bulabilecek ve ortak kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılabilecektir[9].

Öğretide, icra ve iflas dairesi görevlilerinin hizmet kusurlarından dolayı zarar vermeleri hâlinde idari yargı yerinde Adalet Bakanlığına karşı dava açılması gerektiği belirtilmiştir. Şayet görevlinin, göreviyle ilgisi olmayan kişisel kusuru nedeniyle bir zarar doğmuş ise, bu durumda da TBK md. 49 ve devamında yer alan haksız fiil hükümleri çerçevesinde genel mahkemelerde görevlinin kendisine tazminat davası açılabileceği ifade edilmektedir[10]. 

İcra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlu işlemi veya kararı nedeniyle bir zararın ortaya çıkmış olması gereklidir. Bununla birlikte icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurundan dolayı Devlet aleyhine dava açılabilmesi için, zararın, ilgili görevlinin görevi nedeniyle verilmiş olması gerekmektedir. İcra dairesi görevlisinin, görevi sırasında olsa da, görevi ile bağdaşmayan (görevi ile ilgisi olmayan) bir zarar vermesi hâlinde Devletin sorumluluğu gündeme gelmeyecektir[11].

Son olarak İİK md. 5 uyarınca Devletin sorumluluğunun doğması için, icra ve iflas daireleri görevlilerinin kusurlu davranışları ile ortaya çıkan zarar arasında uygun illiyet bağının olması gerekmektedir.

Berna Berfin KAYA

 

[1] Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş İkinci Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2013, s. 99.

[2] Talih Uyar, “İcra ve İflas Dairelerinin İşlem ve Eylemlerinden Dolayı Devletin Hukuki Sorumluluğu (İİK.m.5)”, Ankara Barosu Dergisi, 2015/2, s. 256.

[3] Kuru, s. 99.

[4] Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflâs Hukuku, İİK ve Temel Kanunlardaki Son Değişikliklere Göre Gözden Geçirilmiş 11. Bası, Ankara, Yetkin Yayınları, 2013, s. 113.

[5] Kuru, s. 99.

[6] Necmettin Berkin, “Cebri İcra Faaliyetinden Sorumluluk”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 37, S. 1-4, İstanbul, 1971, s. 224.

[7] Pekcanıtez, Atalay, Sungurtekin Özkan, Özekes, s. 113; Kuru, s. 100.

[8] Kuru, s. 100.

[9] Kuru, s. 100; Uyar, s. 258.

[10] Uyar, s. 262; Pekcanıtez, Atalay, Sungurtekin Özkan, Özekes, s. 112, 113.

[11] Pekcanıtez, Atalay, Sungurtekin Özkan, Özekes, s. 112, 113.