13 Mayıs 2020 tarih ve 31126 sayılı Resmî Gazete’de Danıştay 9. Dairesinin 24 Aralık 2019 tarih ve 2017/3886 E. 2019/7414 K. sayılı kararı yayımlanmıştır.
Karara konu olayda, davacı Güçsan Makine Doğalgaz Madencilik Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. 12 Kasım 2013 tarihi itibarıyla; müşterisi Pamukkale Özel Sağlık Hizmetleri Madencilik Sanayi ve Limited Şirketi ise 01 Ocak 2014 tarihi itibarıyla elektronik fatura düzenlemesi gereken mükellefler kapsamına dâhil olmuşlardır. Davacı şirket, müşterisi olan şirkete 02 Eylül 2014 ve 15 Kasım 2014 tarihlerinde yaptığı satışlara ilişkin faturaları basılı ortamda(kâğıt olarak) düzenlemiştir. Bu kapsamda davalı Saraylar Vergi Dairesi Müdürlüğünce elektronik ortamda düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağından bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacı şirkete özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Davacı şirket, anılan cezanın kaldırılması istemiyle dava açmış, Denizli Vergi Mahkemesi 31 Ocak 2017 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, 421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan elektronik ortamda fatura düzenleme zorunluluğu bulunan mükelleflerin basılı ortamda fatura düzenlemeleri hâlinde bu faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağına ilişkin ifadenin 04 Nisan 2015 tarih ve 29316 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 448 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kaldırıldığı, ancak bu değişikliğin amacının mükelleflerin yükümlü bulundukları vergilere ilişkin basılı ortamda düzenledikleri faturaları defter ile belgelerinde gelir ve gider hesaplarında gösterilebilmesini sağlamak olduğu; buna karşılık söz konusu değişikliğin mükelleflerin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı; elektronik ortamda fatura düzenlenmesine ilişkin temel düzenleme niteliğinde olan 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde elektronik ortamda fatura düzenlemesi gerekirken düzenlemeyen mükellefler hakkında VUK’un cezai hükümlerinin uygulanacağının ifade edildiği; dava konusu olayda davacı şirket ile müşterisi olan şirketin elektronik fatura uygulamasına dâhil olduğu dikkate alındığında İdarece kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
Danıştay Başsavcılığı, VUK gereği düzenlenmesi gereken belge(fatura)nin düzenlendiğini, yalnızca elektronik ortamda iletilmediğini; kâğıt olsa dahi bir faturanın mevcut olup işlem kayıt altına alındığından cezaya dayanak alınan fiilin Kanunda düzenlenen tipiklikte gerçekleşmediğini ileri sürerek davacı şirkete kesilen özel usulsüzlük cezasında Kanuna uyarlık olmadığından bahisle ilk derece mahkemesi kararının kanun yararına temyiz edilmesi talebinde bulunmuştur. Danıştay tetkik hâkimi ise somut olayda belgesiz bir ticari muameleden söz edilemeyeceği gerekçesiyle hükmün -hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere- kanun yararına bozulması gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.
Danıştay 9. Dairesi, kararında, VUK’un 353. maddesinin 1. fıkrasında, faturanın verilmemesi, alınmaması veya faturada gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi hâlinde bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanlara uygulanacak cezanın belirlendiğini, bu cezanın vergiyi doğuran olayın kayıt dışı bırakıldığının tespiti hâlinde söz konusu olabileceğini vurgulamıştır. Daire, somut olayda VUK gereği düzenlenmesi gereken belgenin basılı ortamda düzenlendiği konusunda ihtilaf olmadığını; kâğıt olsa dahi düzenlenmiş bir faturanın mevcut olması dolayısıyla işlem kayıt altına alındığından cezaya dayanak alınan fiilin Kanunda düzenlenen tipiklikte gerçekleşmediğini; vergi ve cezaların kanuniliğine ilişkin anayasal ilkeler çerçevesinde kıyas veya varsayıma dayalı olarak ceza kesilmesinin mümkün olmadığını ifade etmiştir.
Sonuç olarak fiilen mevcut olan faturaların hiç düzenlenmediği varsayımıyla VUK’un 353. maddesinin 1. fıkrası gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı kanaatine varan Daire, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına karar vermiştir.
Danıştay kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.