Hukukumuzda basın özgürlüğü kavramı ile ilgili düzenleme öncelikle Anayasanın 28. maddesinde yer almaktadır. Bu hükme göre, “Basın hürdür, sansür edilemez”. Aynı maddenin 3. fıkrasında da, devletin, basın özgürlüğü ile ilgili tedbirleri alacağı düzenlenmiştir.
5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesinde de, “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir” düzenlemesi ile basın özgürlüğü ve kapsamı güvence altına alınmıştır.
Gerek Anayasa gerek Basın Kanununda, basın özgürlüğünün tanımına yer verilmemiş olmakla, basın özgürlüğünün, düşüncelerin basın yoluyla serbestçe açıklanabilme özgürlüğü olarak tanımlanması mümkündür[1].
Basının, düşünceleri basılmış eserlerle kamuoyuna açıklamaya yarayan bir kitle iletişim aracı olduğu kabul edilmektedir. Bu anlamda, kişilerin düşüncelerini açıklama ve bilgi edinme özgürlüğünün gerçekleşmesi için, düşüncelerin yazılı veya görsel basın aracılığıyla başkalarına, topluma ulaşabilmesi ve basının bu konuda özgür olması gerekmektedir[2]. Basının, düşünce ve kanaatlerin açıklanmasındaki işlevi göz önüne alındığında, basın özgürlüğünün, temel hak ve hürriyetlerin bir türü olarak düzenlenmesi isabetli bulunmaktadır. Nitekim öğretide de, basın özgürlüğü, düşünce açıklama özgürlüğünün özel bir türü olarak kabul edilmektedir[3].
Basın özgürlüğünü genel olarak haber, fikir ve düşünceleri serbest olarak toplama, yorumlama ve eleştirip çoğaltarak yayımlayabilme ve dağıtabilme serbestisi şeklinde de ifade etmek mümkündür[4]. Demokratik bir toplumda, basının görevi, toplum menfaatini ilgilendiren olay ve konularda açıklama yapma, haber ve bilgi verme, eleştiri ve değer yargıları sunmak suretiyle kamuoyu oluşturma ve toplumu aydınlatma olarak kabul edilmektedir. Basının bu görevleri, bir kamu hizmeti ve görevi olarak değerlendirildiğinden, basın özgürlüğü Anayasa ve kanunlarda ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir[5].
Yargıtay ise, basının “olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumlu” olduğunu belirterek, basın özgürlüğünün güvence altına alınmasındaki amacın, toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesinin gerçekleştirilmesi olduğunu ifade etmiştir[6]. Ayrıca Yüksek Mahkeme, bir başka kararında ise, basın özgürlüğünü, “demokrasinin ‘olmazsa, olmaz’ koşulu” olarak nitelendirmiştir[7].
Maddi anlamda basın özgürlüğü, basın yoluyla düşüncelerin serbestçe açıklanması, yayılması ve bilgi edinme haklarını içermektedir[8]. Bir başka ifadeyle, maddi anlamda basın özgürlüğünün içine, haber, bilgi sağlama serbestisi, haberlerin içerik ve yapısını belirleyebilme, yayınlama serbestisi, haberlerin çoğaltılıp dağıtılabilmesi serbestisi girmektedir[9].
Şekli anlamda basın özgürlüğü ile basın yoluyla düşüncelerin her türlü engel ve yasaklardan uzak olarak açıklanabilmesi serbestisi ifade edilmektedir[10].
Bu anlamda, basının bir kurum olarak işletme araç ve gereçleriyle korunması, düşüncelerin açıklanmasının belirli organların iznine ve denetimine bağlı olmaması, serbestçe yayım faaliyetinde bulunulması, sansür yasağının konulmaması, şekli anlamda basın özgürlüğünün içeriğini oluşturmaktadır[11].
Berna Berfin KAYA
[1] Kılıçoğlu, Ahmet M., Şeref Haysiyet ve Özel Yaşama Basın Yoluyla Saldırılardan Hukuksal Sorumluluk, 5. Baskı, Ankara 2016, s. 175.
[2] Esendal, Nihal, Basın Yolu İle Kişilik Haklarının İhlali, 1. Baskı, Ankara 2018, s. 29.
[3] Acabey, Mehmet Beşir, “Basın Özgürlüğü ve Bu Özgürlüğün Bir Sınırı Olarak Kişilik Hakkı”, Journal of Yaşar University, Cilt: 8, Sayı: Özel, s. 1-54, İzmir 2013, s. 2; Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 21. Baskı, Ankara 2017, s. 823; Esendal, s. 30; Kılıçoğlu, Hukuksal Sorumluluk, s. 175.
[4] Karaman, Şebnem, “Basın Özgürlüğünün Bir Sınırı Olarak Kişilik Hakkı”, Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2018, s. 17.
[5] Acabey, s. 6; Eren, s. 823; Koçyıldırım, Göktan, “Medya Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırından Doğan Hukuki Sorumluluk”, Ankara Barosu Dergisi, 2006-1, s. 2.
[6] Y 4. HD 20.11.2018, E. 2016/10042, K. 2018/7166 (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, Erişim Tarihi: 07.06.2019).
[7] YHGK 25.10.2018, E. 2018/4-346, K. 2018/1586 (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, Erişim Tarihi: 07.06.2019).
[8] Kılıçoğlu, Hukuksal Sorumluluk, s. 177.
[9] Esendal, s. 30.
[10] Kılıçoğlu, Hukuksal Sorumluluk, s. 178.
[11] Esendal, s. 30; Kılıçoğlu, Hukuksal Sorumluluk, s. 178.