19 Aralık 2019 tarih ve 30983 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 26 Temmuz 2019 tarih ve 2017/15698 başvuru numaralı İbrahim Demiroğlu başvurusuna ilişkin genel kurul kararı yayımlanmıştır.
Karara konu olayda, başvurucu, terörden dolayı yaşadığı mağduriyet nedeniyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu uyarınca kendisine burs alma imkânı sağlayan yasal düzenlemenin kanun hükmünde kararname ile ortadan kaldırıldığını, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan aldığı öğrenci kredisinin bursa çevrilmesi hakkını yargı kararıyla elde etmesine rağmen kararın uygulanmasının bilinçli olarak geciktirildiğini, bu sürede KHK ile yapılan düzenleme uyarınca davada feragat etme iradesi olmamasına rağmen kendisine böyle bir irade atfedilerek davanın ortadan kaldırıldığını ileri sürerek maddi ve manevi varlığın korunması ile adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Adalet Bakanlığınca sunulan görüş yazısında ise, başvurucunun şikâyet konusu yaptığı düzenlemeyi içeren 676 sayılı KHK’nin olağanüstü hâl KHK’si olduğu ve Anayasa Mahkemesinin yargısal denetimi dışında kaldığı belirtilerek yetkiye ilişkin kabul edilebilirlik incelemesinde bahsedilen hususun dikkate alınması talep edilmiştir. Ayrıca yazıda düzenlemenin kanun koyucu tarafından gözetilen meşru amaçlar doğrultusunda yapıldığı ve dava sonucunda başvurucuya aşırı bir külfet yüklenmediği belirtilmiştir.
Yüksek Mahkeme, kararında, başvurucu tarafından idari işlemin iptali istemiyle açılan davada feragat edilmiş sayılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde şekli bir karar verilmesine rağmen, uyuşmazlığın maddi yönden bir çözüme kavuşturulmadığına, Danıştay içtihadı uyarınca başarı şansı bulunan davayı başvurucunun aleyhine ve onun iradesi dışında ortadan kaldıran bu kararın başvurucunun dava açmaktaki amacıyla bağdaşmadığına değinmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesince, feragat edilmiş olması nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklindeki mahkeme kararına dayanak teşkil eden hükmün, karar hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirdiği gerekçesiyle iptal edildiği de vurgulanmıştır.
Sonuç olarak başvurucunun karar hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğuna kanaat getiren Yüksek Mahkeme, Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki karar hakkının ihlal edildiğine ve kararın bir örneğinin karar hakkı ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Ankara Bölge İdare Mahkemesine iletilmek üzere Ankara 6. İdare Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiştir.
Yüksek Mahkeme kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.