İşçinin ulaşılabilir olmama hakkının ortaya çıkmasına neden olan olgular değerlendirilirken, iş hukukunun tanımı ve amacı ile genel olarak teknolojik gelişmelerin [...]
I. Kapsamı Ulaşılabilir olmama hakkına ilişkin Fransız İş Kanununda yer alan düzenleme (Art. L2242-17[1]), ulaşılabilir olmama hakkının tanımını yapmamış, buna [...]
İş hukukunda klasik çalışma düzeni olarak kabul edebileceğimiz anlayış, işçilerin, önceden belirlenmiş bir çalışma organizasyonu çerçevesinde belirli günlerde ve belirli [...]
Yetki, bir devletin sınırları içerisinde ortaya çıkan bir uyuşmazlığın hangi yerdeki görevli mahkemede görüleceği ile ilgili bir kavramdır[1]. Yetki kuralları, [...]
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 46’da yer alan hâkimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin düzenlemenin, Anayasa md. 129/5[1] hükmündeki anlayışla uyumlu [...]
Hâkimlerin, yaptıkları görevin önemi sebebiyle kendilerine tanınan teminat ve bağımsızlığa karşı, diğer kamu görevlilerinden farklı bir sorumluluğa tabi tutuldukları ifade [...]
I. Hukuki ve Ticari Konularda Mahkemelerin Yetkisi ve Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında 1215/2012 sayılı AB Konsey Tüzüğü (Gözden [...]
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun md. 54/1-b uyarınca genel olarak Türk mahkemelerinin hangi uyuşmazlıklar yönünden [...]
I. Hukuki ve Ticari Konularda Mahkemelerin Yetkisi ve Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında 1215/2012 sayılı AB Konsey Tüzüğü (Gözden [...]
I. Genel Olarak Milletlerarası özel hukuk ve usul hukuku konularında yaşanan gelişmeler neticesinde devletler, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine [...]
I. Genel Olarak Noterlik, hukuki güvenliğin sağlanması ve hukuki anlaşmazlıkların doğumunun engellenmesi amacıyla kamusal yetkinin kullanıldığı, bunun da güvenilir belge [...]
I. Sorumluluğun Şartları ve Hükümleri 1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesinde düzenlenen sorumluluğun genel olarak haksız fiil sorumluluğu olduğu ve [...]
1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesinde noterlerin, hangi çalışanlarının işlemleri nedeniyle sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır. Anılan madde uyarınca stajyer, kâtip [...]
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu md. 5’te yalnızca “idare” denilmekle birlikte, burada icra ve iflas daireleri görevlilerinin kusurlarından kaynaklanan [...]
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda düzenlenen tazminat davasının haksız fiilden doğan tazminat davasına benzediği, bu nedenle haksız fiilde aranan [...]
Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarında görevli ve yetkili mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 47’de [...]
Haksız fiil sonucu ortaya çıkan zararın tazmin edilmesi gerektiği için haksız fiil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca borcun kaynaklarından [...]
I. Genel Olarak Haksız fiil, kişinin başkalarına zarar verici nitelikteki hukuka aykırı davranışları olarak tanımlanmaktadır[1]. Borçlar hukukunda haksız fiil sorumluluğunda [...]
1. Tanıma ve Tenfize İlişkin Sözleşme Hükümleri 1996 tarihli Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunması Hakkında Tedbirler Yönünden Yetki, Uygulanacak Hukuk, [...]
I. Çocuğun Korunmasına Yönelik Tedbirler ve Velayet Sorumluluğu Yönünden Türk hukukunda yabancı unsurlu aile hukuku uyuşmazlıklarında uygulanacak kanunlar ihtilafı kuralları, [...]
I. Genel Yetki Kurallarına İlişkin Değerlendirme A- 1996 tarihli Lahey Sözleşmesinde durum 1996 tarihli Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunması Hakkında [...]
1996 tarihli Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunması Hakkında Tedbirler Yönünden Yetki, Uygulanacak Hukuk, Tanıma, Tenfiz ve İşbirliğine Dair Sözleşmenin[1] 1. [...]
I. Genel Olarak Çocukların korunması ve velayet konularında milletlerarası özel hukuk alanında ortaya çıkan sorunları ele alan sözleşmelerden bazıları, 1961 [...]
Evlilik birliğinin kurulması ile eşlerin -eşit olarak- üstlendikleri sadakat yükümlülüğünün kapsamı konusunda 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda ayrıntılı bir düzenleme [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinde, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 511. maddesinde mirasçılıktan çıkarmanın sonuçları hüküm altına alınmıştır. Anılan madde gereğince, mirasçılıktan tamamen çıkartılan kişinin [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlar, evlilik birliğinin korunması ve devamının [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 510. maddesinde sayılan mirasçılıktan çıkarma sebeplerinden birinin varlığı, anılan Kanunun 578. maddesinde düzenlenen mirastan yoksunluktan [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 510 ila 513. maddeleri arasında düzenlenen mirasçılıktan çıkarma (mirastan ıskat), Kanunda sayılan belli sebeplerin gerçekleşmesi [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrası gereğince gündeme gelen manevi tazminat boşanma davasının mali sonuçlarından biri olup, [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrası gereğince manevi tazminat talebinde bulunulması için kanun koyucunun gerekli gördüğü koşulların [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesi uyarınca maddi tazminata hükmedilebilmesi için, öncelikle taraflar hakkında boşanma kararı verilmesi gerekmektedir[1]. Ancak [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin 1. fıkrası gereğince, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinde, boşanmada eşlerin talep edebileceği tazminat ve nafaka hüküm altına alınmıştır. Boşanmanın mali sonuçlarını [...]
I. Hükme İlişkin Görüşler Zina sebebiyle boşanma kararı verilmesi durumunda, kusurlu eşin katılma alacağının azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin 4721 sayılı [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 244 ila 255. maddeleri arasında, seçimlik mal rejimlerinden biri olan paylaşmalı mal ayrılığına ilişkin kurallara [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 179. maddesinde, evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesi durumunda eşler arasındaki mal rejiminin tasfiye edileceği [...]
Boşanma veya ayrılık kararı verilmesi hâlinde çocuklar yönünden anne ve babanın hakları 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Hâkimin takdir yetkisi” [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesinde ispat yüküne ilişkin, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı [...]
I. Hak Düşürücü Sürenin Geçmesi Zina sebebine dayanılarak boşanma davası açılabilmesi için öngörülen süreler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 161. [...]
I. Evlilik Birliğinin Varlığı Zina sebebine dayanılarak boşanma davası açılabilmesi için gerekli olan ilk koşul, eşler arasında bir evlilik ilişkisinin [...]
I. Cumhuriyet Dönemi Öncesi Durum Cumhuriyet döneminde kabul edilen kanunlarda zinaya ilişkin yapılan düzenlemelerin incelenmesinden önce, Osmanlı Devletinde esas olarak [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesi uyarınca, anılan Kanunda belirlendiği gibi uygun şekilde gerçekleştirilen evlenme sonucunda kurulan evlilik birliğinde, [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesinin 3. fıkrasında, eşlerin evlilik birliğinin devamı süresince birbirlerine sadık kalmak zorunda oldukları düzenlenmiştir. [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun evlilik birliğine ilişkin hükümlerinin yer aldığı “Evlilik Hukuku” başlıklı birinci kısmının üçüncü bölümünde, evliliğin genel [...]
I. ZORUNLU ARABULUCULUĞA İLİŞKİN DÜZENLEME A- Arabuluculuk ile Zorunlu Arabuluculuk Kavram ve Tanımları 1. Arabuluculuk Kavram ve Tanımı Arabulucu kelimesi [...]
I. UYUŞMAZLIK VE ARABULUCULUĞA GENEL BİR BAKIŞ A- Uyuşmazlık ile Ticari Uyuşmazlık Kavramları 1. Uyuşmazlık Kavramı Uyuşmazlık kelimesi, “uyuşmama” hâlini [...]
I. Yabancı Mahkeme Kararının Gerekçesiz Olması Yabancı mahkeme kararının tenfizinde kamu düzeni müdahalesi yönünden özellik arz eden ve Türk hukukunda [...]
Türk mahkemelerince yapılan inceleme sonucunda, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun md. 54/1-c gereğince yabancı mahkeme [...]
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun md. 54/1-c uyarınca, Türk mahkemelerince tenfiz kararı verilebilmesi için yabancı [...]
Gerek iç hukukta gerek milletlerarası hukukta sıklıkla karşılaşılan bir kavram olan kamu düzeni, “Toplumun huzur ve sükununu sağlayan, devletin korunmasını [...]
Devletlerin egemenlik hakkı gereği, her devletin kendi yargı organı o devlet sınırları içerisinde ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmeye yetkili olup, bu [...]
I. JOINT VENTURE VE İŞ ORTAKLIKLARININ DOĞUŞ NEDENLERİ Joint venture(ortak girişim), hukuki ve iktisadi olarak birbirinden bağımsız birden fazla gerçek [...]
Yargıtay kararlarında genel olarak ceza yargılaması sonucunda sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için “her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli [...]
I. Sözleşmeye Aykırılık Nedeniyle İhlal Edilmesi Kişilik haklarının, sözleşmeye aykırılık nedeniyle ihlal edilmesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık, bir açıklamanın yapılmasına ilişkin [...]
Kişisel sebepler, bir veya birden fazla pay sahibinin kişisel durumundan ya da pay sahipleri arasındaki kişisel ilişkilerden kaynaklanan sebeplerdir[1]. Küçük [...]
Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin temel olarak -sanığın suçu işlediğinin kesin olarak ispat edilememesi nedeniyle- hâkim tarafından beraat kararı verilmesi aşamasında [...]
Ceza muhakemesi hukukunun amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Doktrinde maddi gerçek, geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir olay veya olaylar bütününün [...]
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 531, fesih davasının sonunda mahkemece verilebilecek kararları sınırlandırmamıştır. Ancak aynı maddede, fesih ile birlikte, [...]
Kişilik hakkı, konusuna giren kişisel varlıkların tamamını kapsamakta olup, kişilik hakkı konusuna giren tüm kişisel değerler, varlıklar ve menfaatler korunmaktadır. [...]
Maddi nitelikte olmayan kişisel varlıklardan anlaşılması gereken şeref ve haysiyet, özel yaşam, isim, resim ve özgürlükler gibi kişisel değerlerdir. Yasa [...]
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 392. maddesi uyarınca, kural olarak, ihtiyati tedbir talep eden kişi, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın [...]
Fesih davasında, özellikle şirket işleyişinin felce uğradığı hâllerde, şirketin bölünmesi, mahkemece bir çözüm olarak ele alınabilir(6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu [...]
Yönetim kurulu, genel kurula ayrılan münhasır alanın dışında, şirketin işletme konusunu gerçekleştirebilmek için gerekli bütün iş ve işlemler hakkında karar [...]
Bir şirketin esas sözleşmesi o şirketin anayasasıdır[1]. Genel kurul da bu anayasanın değiştirilmesi hususunda devredilemez bir yetkiye sahiptir(6102 sayılı Türk [...]
Genel kurul, kanunda yer alan istisnalar dışında, denetçinin seçilmesi ve görevden alınması hususunda devredilemez bir yetkiye sahiptir(6102 sayılı Türk Ticaret [...]
Genel kurul, yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi hususunda devredilemez bir yetkiye sahiptir(6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 408/2-b). Anonim şirkette her [...]
Genel kurul, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması konusunda devredilemez bir yetkiye sahiptir(6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 408/2-b). Anonim şirket, [...]
Genel kurul, kâr payının dağıtılması konusunda devredilemez bir yetkiye sahiptir(6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 408/2-d). Bununla birlikte, net dönem [...]
Fesih davasında mahkemenin çıkarılmaya hükmetmesi durumunda, şirketin kendi paylarını iktisap etmesi sonucu gündeme gelecektir. O hâlde, bu durum bakımından 6102 [...]
Mahkemece davacı pay sahiplerinin çıkarılmasına karar verildiğinde, bunun kaçınılmaz sonucu olarak davacılara paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin [...]
Anonim şirketin haklı sebeple feshi davasında, haklı sebebin varlığı hâlinde[1], mahkeme, şirketin feshi yerine, duruma uygun düşen ve kabul edilebilir [...]
Taraf iradelerine tabi olmayan hususlar hakem önünde görülemez(6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 408). Tarafların üzerinde sulh olamayacakları ve/veya kamu [...]
Tüm ticarî davalar ve ticarî nitelikteki çekişmesiz yargı işleri asliye ticaret mahkemesinde görülür(6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 5/1). TTK’de [...]
Kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça, herkes hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etme külfeti altındadır(4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md. 6 [...]
Terditli dava, davacının aynı davalıya karşı aralarında hukukî ya da ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini, bu talepler arasında aslilik-ferilik [...]
Anonim şirketin haklı sebeple feshinin talep edilmesi herhangi bir süreye bağlanmamıştır. Ancak hukukta, çoğu zaman, bir talebin süreye bağlanmamasının onun [...]
Fesih davası, azınlık tarafından anonim şirketin kendisine, bir diğer söyleyişle, şirket tüzel kişiliğine karşı açılır[1]. Dolayısıyla, haklı sebebin meydana gelmesine [...]
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 26’da “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. [...]
Azınlığın ihlal edilen menfaatlerinin kendisine tanınan diğer hukukî yollara başvurması ile korunması mümkünse, anonim şirketin feshine ilişkin davayı açmaması beklenir. [...]
Anonim şirketin nitelikleri ile yapısını simgeleyen ve pay sahibinin iradesinin hiçbir şekilde rol oynamadığı vazgeçilemez haklar, 6102 sayılı Türk Ticaret [...]
Anonim şirketin haklı sebeple feshi davasının sonucunda verilecek karar, yalnızca davacıları değil, tüm pay sahiplerini hatta şirketle ilişkisi bulunan herkesi[1] [...]
Şirket faaliyetlerinin çok azalması veya hiç olmaması; şirketin faaliyet konusunun imkânsız hâle gelmesi; genel kurul ve/veya yönetim kurulu toplantılarının yapılmaması; [...]
Anonim şirketin, sermayesinin çoğunluk tarafından yurt dışında kurulan kişisel şirketlere aktarılması; malvarlığının çoğunluk tarafından düşük bir bedelle kiralanıp işletilmesi; işlerinin [...]
Anonim şirket ekonomik temeller üzerine kurulmuş bir sermaye şirketidir. Şirketin amacı da kâr elde etmektir. Ancak şirketin yeni kurulduğu dönemlerde [...]
Haklı sebebin somut olay ve özellikler bağlamında tek tek değerlendirilmesi gerekmektedir. Öğretide ve mahkemelerce sayılan hiçbir haklı sebep, bir başka [...]
Anonim şirketin haklı sebeple feshi davasında, dava açma hakkı -paylara değil, azınlığın pay sahipliği sıfatına bağlı bir hak olduğundan- azınlık [...]
Esas sözleşme, şirket unvanını, yerleşim yerini, sermayesini, pay adedini, payların türlerini tanıtan; şirketin kurumsal yapısını, pay sahiplerinin şirket ve birbirleri [...]
Azınlığın hak ile menfaatlerini ağır şekilde ihlal eden ve dürüstlük kuralları gereği, davacıların pay sahipliğinin devamını çekilmez kılan karar, işlem, [...]
Clausula rebus sic stantibus ilkesi ışığında, sözleşmenin geçerliliği, kurulduğu andaki şartlara bağlıdır[1]. Bir diğer söyleyişle, sözleşmenin yapıldığı esnada ileride şartların [...]
Anonim şirketin haklı sebeple feshi davası bağlamında, haklı sebep ile kusur ilişkisinin şu açılardan önemi bulunmaktadır: Birincisi, haklı sebebin ortaya [...]
Anonim şirketler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 529/1-d uyarınca genel kurulun alacağı bir kararla feshedilebilir. Ancak söz konusu maddenin [...]
I. Çoğunluk Gücünün Kötüye Kullanılmasına Karşı Azınlığın Korunması Sermaye şirketi olan anonim şirketlerde çoğunluğa göre hareket etme prensibi vardır[1]. Çoğunluğun [...]
Adalet Bakanlığınca 1999 yılında oluşturulan ve Prof. Dr. Ünal Tekinalp’in başkanlığında toplanan bir komisyona yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı hazırlama [...]
I. 1926 Tarihli Ticaret Kanunu Döneminde Durum Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra, yürürlükte bulunan kanunların iyileştirilebilmesi ve düzeltilebilmesi amacıyla İstanbul’da kurulan [...]
Kişilik değerlerindeki eksilmenin para ile ölçülmesi, ekonomik bir değer olarak hesaplanması mümkün değildir. Bu nedenle, manevi tazminatın tayin edilmesi hususunda [...]
Manevi tazminat, haksız fiilden veya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 114/2 atfıyla sözleşmeye aykırılıktan dolayı manevi zarar gören kişinin, [...]
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kendi içerisinde kişisel varlıkları, maddi ve maddi nitelikte olmayan kişisel varlıklar olarak ikiye ayırmıştır. Maddi [...]
Bir haksız fiil nedeniyle manevi tazminata hükmolunabilmesi için öncelikle haksız fiilin tüm unsurlarının bir arada bulunuyor olması gerekir. Burada dikkat [...]
Manevi kelimesi, “görülmeyen, duyularla sezilebilen, ruhani, tinsel, maddi karşıtı” anlamını taşımaktadır[1]. Zarar kelimesi, “bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar [...]
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 395. maddesinde, “(1) Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi, [...]
Teminatın iadesine ilişkin düzenleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 392. maddesinin 2. fıkrasında yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre, teminat, asıl [...]
İhtiyati tedbirde teminatın hukuki dayanağı esas itibarıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 392. maddesinde yer almaktadır. “İhtiyati tedbirde teminat gösterilmesi” [...]
İhtiyati tedbir yargılamasında özellik arz eden hususlardan birisi de, ispatta karşımıza çıkmaktadır. İhtiyati tedbir talebinde bulunan taraf, tedbire esas olan [...]
Genel anlamda geçici hukuki koruma, özel olarak ise ihtiyati tedbir yargılamasında, özellik arz eden iki durum bulunmaktadır. Bunlardan birisi, hukuki [...]
Bir uyuşmazlıkla ilgili olarak dava açılması, tarafların dava konusu üzerindeki tasarruf yetkisini kendiliğinden kısıtlamamaktadır. Öte yandan, bir kimse, aleyhine dava [...]
Geçici hukuki koruma tedbirleri, mevcut bir davanın veya takibin sonucunu beklemeden, bu yollara başvurunun başarıyla sonuçlanması durumunda kesin olarak sağlanacak [...]
İlâmların ve ilâm niteliğinde belgelerin icra edilmeleri açısından herhangi bir farklılıkları bulunmamaktadır. Buna karşılık ilâmlar ve ilâm niteliğinde belgeler açısından [...]
İlâm veya ilâm niteliğinde belgelerin, cebri icranın temeliyle doğrudan ilgisi bulunduğu gibi; devletin, borçların icrası için kurduğu zorlama mekanizmasına dayanan [...]
Bir görevin ifası şeklinde düzenlenen hukuka uygunluk sebebi, bir memuriyet görevinin ifası, genel bir yasal yükümlülüğün ifası veya yetkili makamın [...]
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 64. maddesinde, kendisi veya başkasını zarar veya zarar tehlikesinden kurtarmak isteyen kişinin, üçüncü kişinin mal [...]
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 63. maddesinin 2. fıkrası, haklı savunmayı hukuka uygunluk sebeplerinden biri olarak düzenlemektedir. İlgili hüküm, bir [...]
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrasında, bir hukuka uygunluk sebebi olarak kişilik hakkı zedelenen kişinin rızası düzenlenmiştir. [...]
Basın özgürlüğü, basına, kamusal bir görevi icra ettiği için tanınmış olmakla birlikte, her özgürlükte olduğu gibi, basın özgürlüğünün de birtakım [...]
Hukukumuzda basın özgürlüğü kavramı ile ilgili düzenleme öncelikle Anayasanın 28. maddesinde yer almaktadır. Bu hükme göre, “Basın hürdür, sansür edilemez”. [...]
Günlük dilde basın, sadece belirli zaman aralıklarıyla yayımlanan gazete ve dergi gibi basılmış eserleri ifade etmekte kullanılmaktadır. Basın kavramının bu [...]
Kişilik hakları kaynağını esas olarak Anayasadan almakta ve bu kapsamda kişilik hakları temel hak ve özgürlükler kapsamında korunmaktadır. Anayasanın 17. [...]
Kişi kavramı, haklara ve borçlara sahip olma iktidarını haiz varlıkları ifade etmektedir[1]. Kişilik kavramı ise mevzuatta ayrı olarak düzenlenmiş olup [...]