Adalet Bakanlığınca 1999 yılında oluşturulan ve Prof. Dr. Ünal Tekinalp’in başkanlığında toplanan bir komisyona yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı hazırlama görevi verildi. Bu komisyon tarafından ortaya çıkarılan ve üzerinde çalışmalar yapılarak son şekli verilen Tasarı, TBMM Genel Kurulunda 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilerek kanunlaştırıldı ve 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi[1]. Ancak TTK yürürlüğe girmeden önce, özellikle hapis cezasına ilişkin hükümleri başta olmak üzere bazı hususlarda eleştirilmiştir ve kanun koyucu bu eleştirileri de dikkate alarak 26 Haziran 2012 tarih ve 6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun[2] ile TTK’de önemli değişiklikler yapmıştır[3].
Öğretide farklı görüşler bulunmasına karşın, hâkim görüş, anonim şirketin haklı sebeple feshinin düzenlenmesi gerektiği yönündeydi[4]. Nihayet, anonim şirketin haklı sebeple feshi, Türk hukukunda ilk kez 6102 sayılı TTK’nin “Sona erme ve tasfiye” bölümünde bulunan md. 531’de, “Haklı sebeplerle fesih” kenar başlığı ile düzenlenmiş ve mevzuatımız içinde bir azınlık hakkı olarak yerini almıştır[5].
Anonim şirketin sona ermesi bakımından, eTTK hükümleri ile karşılaştırıldığında, TTK’nin yapmış olduğu en büyük yenilik, anonim şirketin haklı sebeple feshini özel bir sebep olarak öngörmüş olmasıdır. Kaynağını İsvBK md. 736 b. 4’ten[6] alan bu düzenlemenin TTK Tasarısındaki ilk hâli, “Haklı sebeplerin varlığında, esas sermayenin en az onda birini temsil eden paysahipleri, mahkemeden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı paysahiplerine, paylarının gerçek değerlerinin ödenmesine ve davacı paysahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” şeklinde idi. Tasarıdaki düzenleme, Taslağa nazaran çok daha sade ve anlaşılır ifade edilmiştir ve ayrıca düzenleme kanunlaştırılırken bazı düzeltme ile eklemeler yapılmıştır. Nihayet, anonim şirketin haklı sebeple feshine ilişkin TTK md. 531, “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki[7] gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” şeklini almıştır[8]. Haklı sebeple fesih, anonim şirketler için bir azınlık hakkı; limited şirketler için ise ferdi ortaklık hakkı olarak md. 636/3’de düzenlenmiştir[9].
TTK md. 531’de, kanun koyucu “haklı sebepler”den bahsetmektedir. Kullanılan bu çoğul ifade, söz konusu düzenlemenin ancak birden fazla haklı sebebin birlikte varlığı hâlinde uygulanabileceği gibi bir yanlış anlaşılmaya vücut verebilir. Bu ifade, henüz Tasarı hâlindeyken haklı olarak eleştirilmişse de Kanuna olduğu şekliyle geçebilmiştir[10]. Ayrıca, öğretide, maddede yer alan “asliye ticaret mahkemesi” sözcükleri yerine “mahkeme” sözcüğünün yeterli olacağı haklı olarak dile getirilmiştir[11].
Osman Can BAŞDEMİR
[1] 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmî Gazete, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/02/20110214-1-1.htm (E.T.: 21.05.2019).
[2] 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmî Gazete, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/06/20120630.htm (E.T.: 21.05.2019).
[3] Arkan, S.: Ticarî İşletme Hukuku, 24. Basıdan Tıpkı Basım, Ankara 2018, s. 12; Yürürlüğe girmeden önce 31 Ocak 2012 tarih ve Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile TTK’de yapılan diğer değişiklik için bkz. 03.02.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmî Gazete – Mükerrer, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/02/20120203M1.htm (E.T.: 21.05.2019).
[4] Düzenleme öncesinde ve sonrasında, dava, haklı nedenlerle feshin adi şirketlerde ve şahıs şirketlerinde söz konusu olan bir dava olması, anonim şirketin temel nitelikleriyle bağdaşmaması ve hak düşürücü süreye tabi olmamasından bahisle eleştirilmiştir. Bununla birlikte, fesih davasının kötüye kullanılmasının etkilerinin önlenmesi bakımından, davacı azınlıktan uygun miktar teminat alınmasının yerinde olacağı ifade edilmiştir(Moroğlu, E.: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Değerlendirme ve Öneriler, 5. Baskı, İstanbul 2007, s. 283-284; Moroğlu, E.: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Değerlendirme ve Öneriler, 8. Baskı, İstanbul 2016, s. 330).
[5] 6102 sayılı TTK md. 486/3 ile azınlık haklarına bir yenisi daha eklenmiştir. Azınlığın talebi hâlinde, nama yazılı pay senedi bastırılır ve bunlar nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır(Bahtiyar, M.: “Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı Hakkında Notlar”, Makaleler III, İstanbul 2014, s. 104). TTK ile öngörülen diğer azınlık hakları için bkz. TTK md. 360/1 ve 399/4.
[6] Kaynak hüküm, İsviçre’de ilk defa 18 Aralık 1936 tarihli kanun değişikliği ile yürürlüğe girmiştir. Bununla birlikte, TTK md. 531’in mehazı esasen İsvBK md. 736 b. 4’ün 1991 yılındaki reformla birlikte yeniden kaleme alınmış hâlidir. Kaynak hükmün ve TTK md. 531 ile farklarının detaylı ele alınışı için bkz. Tekinalp, Ü.: “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeplerle Alternatif Çözümlü Fesih Davasının Bazı Usulî Sorunları”, Ersin Çamoğlu’na Armağan, İstanbul 2013, s. 214-215; Tekinalp, Ü.: Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Değişiklikler ve İkincil Düzenlemelerle Güncelleştirilmiş 4. Bası, İstanbul 2015, s. 336; Erdem, N.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Güncelleştirilmiş ve Genişletilmiş 2. Bası, İstanbul 2019, s. 24-34; Şahin, A.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, İstanbul 2013, s. 81-86; İlbasmış Hızlısoy, Ö.: Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi, Ankara 2016, s. 22-24.
[7] Hükümdeki “karar tarihine en yakın tarihteki” ifadesi, hükmün mutlak anlamda uygulanması hâlinde, pay sahibinin, payların değerine yönelik artışların yanı sıra, azalmalardan da etkilenmesi sonucunu doğuracağından bahisle eleştirilmiştir(Kendigelen, A.: Türk Ticaret Kanunu Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler, Güncellenmiş 2. Basıdan 3. (Tıpkı) Bası, İstanbul 2016, s. 435).
[8] Tasarıdan farklı olan ifadeler altı çizili olarak gösterilmiştir.
[9] Ayrıntılı bilgi için bkz. Yıldırım, A. H.: 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Limited Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Bursa 2013, s. 44 vd.
[10] Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Toplantıları I- II- III, Türkiye Barolar Birliği Yayınları: 138, Ankara 2008, s. 1018-1019.
[11] Eriş, G.: Açıklamalı-İçtihatlı 6335 – 6552 – 6728 Sayılı Kanunlarla Güncellenmiş TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler, C. III, 3. Baskı, Ankara 2017, s. 523, dn. 573.