Maddi Olmayan Kişisel Varlıklara Saldırı Hâlinde Manevi Tazminat

Maddi Olmayan Kişisel Varlıklara Saldırı Hâlinde Manevi Tazminat

Maddi nitelikte olmayan kişisel varlıklardan anlaşılması gereken şeref ve haysiyet, özel yaşam, isim, resim ve özgürlükler gibi kişisel değerlerdir. Yasa koyucu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 58’de “kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören” ibaresi ile tahdidi bir sayım yapmamış ve kişilik haklarına giren hususları öğreti ve yargı kararlarına bırakmıştır[1].

I. Şeref ve Haysiyet

Şeref, toplum nezdinde kişiye gösterilen saygı, haysiyet ise şeref ve onur anlamına gelmektedir. Sosyal bir varlık olan insan, yaşadığı çevrede kötü şekilde anılmama hakkına sahiptir. Her insan şeref ve haysiyete doğuştan sahiptir. Bunun yanında, ahlak, dürüstlük, mesleki başarı, kişinin mensubu olduğu din ve millet gibi hususlar da şeref ve haysiyete dâhildir. Bu nedenle kişilerin bu gibi değerlerine yapılan saldırılar da kişilik haklarına yapılmış saldırı olarak nitelenmelidir[2].

II. Özel Yaşam

Özel yaşam alanı, kişinin, kamuya açık olmayan; ancak, ailesi, dostları, akrabaları gibi kendisine yakın olan kişilerle paylaştığı yaşam alanıdır. Bunun anlamı, kişinin bu alanının, ortak yaşam alanının aksine, sınırsız sayıda belirsiz kişiye değil; yalnızca, belirli kişilere açık olduğudur. Kişinin yakınları dışında başkalarının bu alana girerek, kişinin özel yaşam alanıyla ilgili bilgi edinmeye çalışmaları hukuka aykırı olacaktır. Bir başka deyişle, kişinin bu yaşam alanı, hukukun koruması altındadır[3].

III. Ses-İsim-Resim

Kişilerin sesi, ismi ve resmi üzerindeki hakları da kişilik hakkı kapsamına girmektedir. Bunların kişinin rızası dışında kullanılması hâlinde kişilik hakkının ihlali söz konusu olacaktır[4].

IV. Özgürlükler

Anayasada düzenlenmiş olan düşünce özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlükler de maddi olmayan kişisel varlıklar kapsamında değerlendirilmektedir. Bu özgürlüklerin hukuka aykırı olarak kısıtlanması hâlinde kişilik hakkının ihlal edilmesi söz konusu olacak ve kişiler bu nedenle uğradıkları manevi zararın tazminini talep edebileceklerdir[5].

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 21. Bası, Ankara 2017, s. 814; Kılıçoğlu, Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22. Bası, Ankara 2018, s. 571.

[2] Kılıçoğlu, Ahmet M., Medeni Hukuk, Tıpkı Ek 3. Bası, Ankara 2016, s. 304; Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, s. 572.

[3] Çetin, Pınar, “Manevi Tazminat Davasının Hukuki Niteliği ve Özellikle Tazminat Miktarının Belirlenmesi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2007, s. 36.

[4] Kılıçoğlu, Medeni Hukuk, s. 314, 318, 319.

[5] Kılıçoğlu, Medeni Hukuk, s. 317.