Özel Kanunlarda Sayılan İlâm Niteliğinde Belgeler Hangileridir?

Özel Kanunlarda Sayılan İlâm Niteliğinde Belgeler Hangileridir?

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu md. 38’de yer alan hüküm metni yalnız başına ele alındığında ilâm niteliğinde belgelerin tahdidi(sınırlı sayıda) olduğu yanılgısına düşülebilir. Oysa özel kanunlara bakıldığında, söz konusu sayımın aslında yalnızca İİK bakımından tahdidi olduğu görülecektir.

İİK dışında özel kanunlarda da ilâm niteliğinde belgelerin sayılması ilâmlı icranın alanının genişlemesine ve etkin şekilde uygulanmasına yol açmıştır[1]. Özel kanunlarda sayılan ilâm niteliğinde belgelerden bazıları şunlardır:

  • 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35/A maddesi uyarınca düzenlenen uzlaştırma tutanakları: Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilâm niteliğindedir.”
  • 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18. maddesi uyarınca düzenlenen anlaşma belgesi: “Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.”
  • 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesi uyarınca düzenlenen uzlaşma raporu veya belgesi: “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” 
  • 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 70. maddesi uyarınca verilen tüketici hakem heyeti kararları: “Tüketici hakem heyeti kararları 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre taraflara tebliğ edilir. Tüketici hakem heyetinin kararları, İcra ve İflâs Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir.” 
  • 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 12. maddesi uyarınca düzenlenen alacak senedi ve belgeleri:Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetleri, kağıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmeler ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy veya mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunur. Bu suretle tasdik olunan senet ve belgeler İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı belgeler hükmündedir. Senetler vadelerinde protestoya tabi tutulmaz. Müracaat vukuunda bu tasdik muameleleri noterler tarafından da yapılır.” 
  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1284. maddesi uyarınca verilen dispeç raporunun onaylanması kararı: “Dispeç raporunun onaylanması hakkındaki kararın kesinleşmesiyle bu karar, raporda gösterilen alacakların ödetilmesi için verilmiş bir ilam niteliğini kazanır. Şu kadar ki, itiraza uğramamış bir raporun onaylanması kararı kesinleşmeden önce de bu niteliğe sahiptir.” 
  • 3091 sayılı Taşınmaz Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun 17. maddesi uyarınca verilen masrafların tecavüzde bulunandan veya müdahale edenden alınması kararı: “Soruşturma sonunda tecavüz veya müdahalenin önlenmesine karar verilirse, masrafların mütecavizden tahsili de, kararda belirtilir. Bu masrafların tahsiline ait karar fıkrası icra dairesince yerine getirilir.” 
  • 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 64, 86 ve 162. maddesi uyarınca avukatlar hakkında verilen para cezası ve baro giderlerine ilişkin kararlar: Avukatlık Kanununun 162. Maddesi “Para cezasına veya giderlerin ödenmesine dair olan kararlar İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Para cezaları baroya gelir yazılır.” hükmünü amirdir. Bu kanun hükmü yapılan yollamalar vesilesiyle aynı kanunun 64 ve 86. maddesine de uygulanacaktır.
  • 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 61. maddesi uyarınca verilen yıllık aidat ve katılma paylarına ilişkin kararlar: “Kayıt ücreti kayıt esnasında, yıllık aidat nisan ve ekim aylarında iki eşit taksitte ödenir. Oda kaydını sildiren üyelerin aidatı üye kaydının silindiği ay itibarıyla alınır. Süresi içinde ödenmeyen yıllık aidat ve katılma payları için esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları yönetim kurullarınca verilen kararlar ilam hükmünde olup icra dairelerince yerine getirilir. Gecikme zammı, yıllık aidatın ve katılma payının bir mislini geçemez.”
  • 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 30. maddesi uyarınca verilen aidat ve para cezalarına ilişkin kararlar: “Her türlü oda aidatı ile diğer para cezalarını tebliğ gününden itibaren otuz gün içinde mensup oldukları odaya ödemiyenler hakkında İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre takibat yapılır.”
  • 1512 sayılı Noterlik Kanunu 20, 117 ve 145. maddeleri uyarınca stajyerlik ücretinin geri verilmesi, fazla alınan ücretlerin geri verilmesi ile para cezası ile giderlerin ödenmesine ilişkin kararlar: Noterlik Kanunu 20. maddesi “Stajiyerin, stajiyerlik şartlarından birini kendi elinde olmaksızın kaybetmesi hali ayrık olmak üzere, stajı terk etmesi veya stajiyerlikten çıkartılması yahut da noterlik belgesine sahip bir kimsenin noterliğe atanmak için Adalet Bakanlığınca yapılacak tekliflerden ikisini reddetmesi veya ilan edilen noterliğe başvurması üzerine atandığı görevine başlamıyarak müstafi sayılması yahut ilk defa atandığı noterlikte en az iki yıl hizmet etmeden kendi arzusu ile meslekten ayrılması hallerinde stajiyerlik ücreti olarak kendisine ödenen paranın tutarı, ödeme süresine karşılık olan kanuni faizi ile birlikte İcra ve İflas Kanununun ilamların icrasına ilişkin hükümleri uyarınca Türkiye Noterler Birliği tarafından kendisinden tahsil olunur. Türkiye Noterler Birliğinin bu alacağı, yukarıdaki ödeme sebeplerinin vukuu tarihinden itibaren bir yıl ve herhalde noterlik belgesinin verildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmünü amirdir.

Aynı Kanunun 117. maddesi “Noterler tarafından fazla ücret alındığı veya sarfına gerek kalmadan tebligat ücreti bulunduğu harçlara ait zamanaşımı süresi içinde anlaşılırsa, beher şahıstan fazla alınan kırk gösterge rakamının ücretin alındığı yılın Bütçe Kanunda gösterilen memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak meblağı aşan ücretler Adalet Bakanlığı tarafından ilgilisine iade ettirilir ve Bakanlık, ödeme için notere yapılacak tebligattan Birliğe bilgi verir. Masrafı noter tarafından verilmek suretiyle yapılan tebligata rağmen ilgilisine bir ay içinde parasını almaz veya fazla alınmış olan ücretten beher şahsa düşen kısmı yukarıda gösterilen miktar kadar veya daha az olursa, Türkiye Noterler Birliğine gönderilir. Para gönderilmediği takdirde Birlik bu husustaki kararını İcra ve İflas Kanununun ilamların icrası hakkındaki hükümleri uyarınca yerine getirtir.” hükmünü amirdir.

Son olarak Noterlik Kanunu 145. maddesi “Para cezaları dışındaki disiplin cezaları Adalet Bakanlığı tarafından yerine getirilir. Para cezasına veya giderlerin ödenmesine dair Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu kararları, İcra ve İflas Kanununun ilamların icrası hakkındaki hükümleri uyarınca Türkiye Noterler Birliği tarafından yerine getirilir. Bunlar Türkiye Noterler Birliğine gelir yazılır.” hükmünü amirdir.

  • 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 16. maddesi uyarınca düzenlenen yönetim aidatına ilişkin kararı: “Yönetim aidatları ve hizmetlerin karşılıkları, müteşebbis heyet tarafından arıtma tesisi işletme masrafları hariç parsel büyüklüğüne göre belirlenir. Arıtma tesisi işletme masraflarına katılım payları ise debi ve kirletme parametreleri esas alınarak yönetim kurulunca tespit edilir. Yönetim kurulunun yıllık bütçesinde belirtilen, bölgenin alt yapı ve müşterek hizmetlerine ait tüm masraflar önceki yıla ait kesinhesap da dikkate alınarak katılımcılar tarafından karşılanır. Belirtilen hizmetlerden yararlanmadıkları gerekçesi ile yönetim aidatlarının ödenmesinden kaçınılamaz. Müteşebbis heyetin yönetim aidatı ile ilgili kararları ilam hükmünde olup, ilamların icrasına ilişkin yolla takip edilirler.” 
  • 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 77. maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından verilen bazı kararlar: “Süresinde ödenmeyen kayıt ücretleri, yıllık aidat, munzam aidat, navlun hâsılatından alınacak oda payları, borsa tescil ücreti ve Birlik aidatına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca günlük gecikme zammı tahakkuk ettirilir. Kayıt ücretleri, yıllık aidat, munzam aidat, navlun hasılatından alınacak oda payları ve Birlik aidatı ile borsa tescil ücreti ve bunlara ait kesinleşen gecikme zamları ile para cezalarının tahsiline ilişkin olarak oda, borsa ve Birlik Yönetim Kurulunca verilen kararlar ilâm hükmünde olup, icra dairelerince yerine getirilir.” 
  • 3533 sayılı Umumi Mülhak Ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler Ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete Veya Belediye Veya Hususi İdarelere Aid Daire Ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolile Halli Hakkında Kanunun 7. maddesi uyarınca verilen hakem kararları: “Yukarıki maddelerde yazılı hakemler tarafından verilen kararlar, ilamların icrasına dair olan umumi hükümlere göre infaz olunur.” 
  • 6245 sayılı Harcırah Kanununun 59. maddesi uyarınca fazla tahakkuk ettirilen paraların geri verilmesine ilişkin kararlar: “Alındıkları tarihten itibaren tahakkuk ettirilecek faizleri de dahil olmak üzere birinci fıkra gereğince derhal iade edilmiyen paralarla harcırahlarını avans olarak alıp da bu zimmetlerinin mahsubu için muktazi evrakı üçüncü fıkrada yazılı müddetler zarfında teslim etmiyenlerin bu borçları bu evrakı verdikleri zaman harcırah istihkakları ayrıca tahakkuk ettirilip ödenmek üzere aylık, ücret veya kabili haciz sair istihkaklarının yarısı bu borçları tamamen kapanıncaya kadar ve hüküm alınmaya hacet kalmaksızın re’sen istirdat olunmak suretiyle tahsil olunur.” 
  • 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 20. maddesi uyarınca kamulaştırılan yerin boşaltılması konusunda idare tarafından icra dairesine yazılan müzekkere: “Bu Kanun uyarınca lehine kamulaştırma yapılan idare adına tapu dairesince tescil edilen taşınmaz malın boşaltılması idarece icra meİmurundan istenir. İcra memuru taşınmaz malı onbeş gün içinde boşaltmalarını içindekilere tebliğ eder. Bu süre içinde taşınmaz mal boşaltılmazsa icraca boşaltılır. İtiraz ve şikayet boşaltmayı durdurmaz ve mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilemez.” 
  • 5957 sayılı Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 10. maddesi uyarınca verilen hakem heyeti kararları: “Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği karar kesindir.” 
  • 3186 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri Ve Birliklerinin Kuruluşu Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 21. maddesi uyarınca onaylanan senet ve belgeler: ”Kooperatiflerin kredi ile ilgili senetleri, kağıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmeleri, ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy veya mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunur. Bu suretle tasdik olunan senet ve belgeler, İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı belgeler hükmündedir. Müracaat vukuunda, bu tasdik muameleleri, noterler tarafından da yapılır.”

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Tanrıver Süha, İlâmlı İcra Takibinin Dayanakları ve İcranın İadesi, Ankara 1996, s. 32.